8 Kasım 2020 Pazar

TÜRK OKÇULUĞUNUN SERÜVENİ HUNLAR




    Bugün bir önceki yazımın devamı olarak Türk Okçuluğunun Serüveni Hunlar ile devam edeceğim. Bu belgeseldeki akışta 1. bölümdeki gibi yayları incelemek, deney yapmak ve karşılaştırmalara yer vermek. Eğer Türk Okçuluk Serüveni Asurlar yazımı okumadıysanız öncelikle onu okumanızı tavsiye ederim. Haydi şimdi ayrıntılarına geçelim.👇


    Asya Hun İmparatorluğu, MÖ. 220 'lerde Orta Asya da hüküm süren bir Türk İmparatorluğudur. Hunların, Orta Asya'nın zorlu koşullarına uyum sağlamaları için ok atmayı iyi bilmeleri gerekiyordu. Bu hem aç kalmamak hem de düşmanlardan korunmak için gerekliydi. Bu yüzden Hunlar çocukluktan itibaren iyi bir atlı okçu olmak için eğitiliyorlardı. 


    Hunlar, İskit yaylarını geliştirmiş ve yaylara yapısal anlamda bir çok yenilik katmıştır. Bunlardan en önemlileri yay boyunu uzatmaları ve yayların 'M' şeklindeki yay formunu değiştirmeleridir. Belgeselde yapılan deneyde de Hun yayının, İskit yayından daha güçlü olduğu görülmüştür.


    Hunların, Kartal Savaşçıları olarak adlandırdığı bir savaşçı grupları vardı ve buradaki her birey atlı okçulukta ileri düzeyde iyiydiler. Bu gruba katılmak isteyen kişiler bir kaç aşamadan oluşan bir sınava tabii tutulur ve her seviyenin tamamlanmasını isterlerdi. Hunlar, Kartal Savaşçıları testinin her aşamasını küçük bir savaş provası olarak görüyorlardı. Bu nedenle sınavın tek bir aşamasını bile yapamadıkları taktirde bu gruba dahil olamıyorlardı. Ancak tüm aşamalar tamamlandığı taktirde Kartal Savaşçıları arasında yer edinebiliyorlardı. 


    Savaşlara büyük gruplar olarak katıldıklarından organize olmak tüm ordular için zordu. Hunlar, savaş sırasında organize olabilmek için ıslık oku tasarlamıştır. Bu okun ıslık çalar şekilde yapılmasının 2 nedeni vardı: 
Birincisi, liderler tarafından okçuların atış yapması gereken yönü göstermesi; ikincisi ise düşmanın yüreğine korku salmak.


    Hun kompozit yayı, hızlı ve atik Asya atları ve kusursuz bir askeri disiplini. Bu üç unsur Orta Asya'nın kalbinde bir araya geldi ve yenilmez bir Hun atlı okçuları ortaya çıktı. Bu öyle bir güçtü ki Antik dünyanın en iyi ordularını ağır bir sınavdan geçirmekteydi.
 
    Bugünkü yazımızın da sonuna geldik. 

    Unutmadan, bu belgeselin iki bölümden oluştuğunu söylemiştim. Doğrusu şu ki şuanda yayımlanmış iki bölümü bulunmakta. Belgesel çekimleri şuanda devam ediyor ve gelecekte yayımlanacak. İlgisini çekenler için TRT Belgesel TV ve youtube kanallarını takip edebilirsiniz. 
 
    Bugünkü yazımızın konu aldığı belgesele aşağıdaki  linkten ulaşabilirsiniz.  



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

GERİDE KALAN MERMANAT

           Belgesel,  2015 yılında Rize'nin bir köyünde köyün son sakinlerinden olan Damla, kardeşi, annesi ve Nokta Anne olarak seslen...